Nurullah KAĞIT
Yönetici
Şüphe yok ki insanlığın saâdeti, yaradılış gâyesine uygun bir hayat sürmesine bağlıdır. Peygamberler bu gâyenin klavuzluğu için gönderilmişler, vahiyle desteklenmişler ve sîretleriyle, sünnetleriyle mücessem bir örneklik teşkil etmişlerdir. Hz. Peygamber Efendimiz’in ahlâkından suâl edenlere Hz. Âişe’nin “Onun ahlâkı Kur’ân’dı” şeklindeki cevâbı bu hakikatin en veciz ifadesidir. İnsanlık bu rehbere sâdık kaldıkça saâdet bulmuş ve medeniyet yürüyüşünde terakkî edebilmiş, Vahiyden desteklenen, mâneviyat esaslı, kalbe ve ruha hitap eden bir medeniyet kurmuştu. Aksi istikametler ise ne yazık ki bugün de içinde bulunduğumuz çıkmazları doğurmuştur. Bugün insanlık maddî mânevî buhranlar içerisinde mutlu olamayan, kanaât edemeyen, güven bunalımı ve kimlik krizi yaşayan, sevgiden, ilâhî aşktan mahrum, kalabalıklar içerisinde yalnızlığa mahkûm bir hayat sürmeye çalışmaktadır. Diğer taraftan hızla küreselleşen dünya ve baş döndürücü bir hızla ilerleyen teknoloji, kendi değerlerine yabancılaşan, yabancı değerlere (!) ünsiyet kesbeden, ruhsuz, tatminsiz ve dijital bir gençlik doğurmuştur. Bu krizden çıkış, şüphesiz ki medeniyet kodlarımıza uygun bir eğitim sistemi benimseyerek yeni nesli ihyâ çabalarımızla mümkün olacaktır. Bu açıdan Müslüman aileler olarak çocuklarımızın iyi bir Kur’ân-ı Kerim eğitimi almaları ve İslâmî ilimlerin tahsili son derece önem arz etmektedir. Eğer, kadîm geleneğimize uygun olarak İslâmî ilimleri çocuklarımıza tahsil ettiremezsek kendi öz Müslüman kimliğimizi inşâ edemeyecek ve geleceğimizi kendi ellerimizle tehlikeye atmış olacağız.
Merkez Kur’an Kursu olarak, modernizm ve sekülerizm olarak ifade edilen sosyal değişim ve fikrî dönüşüm süreçlerinden olumsuz anlamda etkilenen Müslümanların modern eğitimde çocuklarımıza ve genç neslimize sosyal, kültürel ve teknik anlamda birçok şeyi kazandırmasına karşılık manevi anlamda arzu edilen şeyleri öğretemediğinin bilincindeyiz. Çözümün talim-terbiye/eğitim-öğretimde bizi biz yapan prensiplerimize ve değerlerimize geri dönmek ve beklenen gençliği Allah sevgisi, Allah korkusu, peygamber sevgisi, helal-haram, tüketim-israf ve büyüğe saygı bilincini aşılayıcı bir metod geliştirerek yetiştirmekten geçtiğine inanıyoruz. Büyük İslâm âlimi merhum Ebu’l-Hasen en-Nedvî’nin sözünün moderniteyi öncelemiş eğitim kurumlarımızın yaşadığı çıkmaza dair en temel problem tespiti olduğunu düşünüyoruz: “Modern eğitim, öğrenciye göz yaşı dökmeyi ve gönül ürpermesini öğretememektedir.”
4+4+4 Eğitim sisteminin dînî eğitime getirdiği kazanımlar çerçevesinde Okul dönemindeki yavrularımız artık hafızlık eğitimi için Diyanet İşleri Başkanlığımız bünyesinde hizmet eden Kur’ân Kurslarında hafızlık yapma imkânına kavuştular. Kur’ân Kursumuzda İlkokul’u bitirip Ortaokul’a başlayan yavrularımız, bir taraftan okula giderken diğer taraftan Hafızlık Temel eğitimini alma, ardından 1 yıl okulu dondurmak suretiyle hafızlık yapma imkânına sahipler. Ayrıca hafızlığı bitirip belgesini alan öğrencilerimiz, Hafızlık Tekrar ve Arapça programları sayesinde hem hafızlıklarını tekrar etme, hem de mesleki eğitim dâhil İslâmi İlimleri belli ölçüde tahsil etme imkânına sahipler.
Fedâkarca çalışan hoca kadromuza teşekkürlerimi sunar, Cenâb-ı Hak’tan kendilerine sıhhat, âfiyet ve nice hizmetler niyâz ederim.
و من الله التوفيق
“Muvaffâkiyet Allah’tandır.”